Sessiz Tehdit:Kızıl Denizden Akdenize Doğru Yayılıyor!

KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi’ndeki akademisyenler, Akdeniz ve Karadeniz'de dalış yaparak balık çeşitliliği ve popülasyonlarını su altı kamera sistemiyle inceledi.

KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi’ndeki akademisyenler, Akdeniz ve Karadeniz'de dalış yaparak balık çeşitliliği ve popülasyonlarını su altı kamera sistemiyle inceledi.
 

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi, Türkiye’nin su altı ekosistemleri üzerine yürüttüğü çalışmalar kapsamında, Akdeniz ve Karadeniz’de balık çeşitliliğini ve popülasyon dinamiklerini inceledi. Pilot bölgeler olarak Antalya’nın Demre ilçesi ve Trabzon’un Sürmene ilçesi seçilerek bu bölgelerdeki doğal ve yapay kayalık alanlarda kapsamlı su altı gözlemleri yapıldı. Su altı stereo kamera sistemiyle yürütülen araştırmalarda, balık türlerinin çeşitliliği, boyları ve popülasyon yoğunlukları karşılaştırıldı.

Karadeniz’de Yapay Kayalıkların Balık Çeşitliliği Üzerine Etkisi

Çalışmalarda Karadeniz Sahil Yolu’nun yapımı sırasında oluşturulan dalgakıranların balık çeşitliliği üzerindeki etkisi detaylı bir şekilde incelendi. KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rafet Çağrı Öztürk, yapay kayalıkların Karadeniz’de balık popülasyonlarını olumlu yönde etkilediğini belirtti. Doç. Dr. Öztürk, bu yapay kayalık bölgelerdeki balık sayısında önemli bir artış olduğunu gözlemlediklerini ifade ederek, “Bu alanlardaki taşlık bölgeler balık çeşitliliğinin artışını destekliyor. Bu da ekosistemin kendini yenilemesi açısından olumlu bir sonuç” dedi.

Akdeniz’de İstilacı Türler Yerli Türleri Tehdit Ediyor

Araştırmanın bir diğer dikkat çeken bulgusu, Kızıldeniz’den Akdeniz’e göç eden istilacı balık türlerinin koruma alanlarında daha hızlı büyüyerek yerli türleri tehdit etmesi oldu. Doç. Dr. Öztürk, koruma alanlarında kontrolsüz biçimde büyüyen istilacı türlerin özellikle yerli balık türleri için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. “Koruma alanlarında aslan balıkları gibi istilacı türlerin büyümesi ve popülasyonlarını artırması, yerli türlerin yaşam alanlarını kısıtlıyor. Bu nedenle, koruma alanlarının yalnızca balıkçılığa kapatılması yeterli değil; istilacı türlerin de kontrol altında tutulması gerekiyor” dedi.

Yapay Zeka ile Su Altı Ekosistemlerinin Takibi

KTÜ ekibi, araştırmalarda kullandıkları su altı kamera sistemine yapay zeka entegrasyonu yapmayı planlıyor. Bu sayede, balık türlerinin otomatik tanımlanması ve mevsimsel değişimlerin izlenmesi mümkün olacak. Doç. Dr. Öztürk, “Kamera görüntülerini şu an manuel olarak inceleyerek balıkları tanımlıyoruz. Yapay zeka entegrasyonu sayesinde balıkların türlerini ve sayılarını otomatik olarak belirleyebileceğiz, bu da daha sağlıklı veri elde etmemizi sağlayacak” diye ekledi.

Bu araştırma, Türkiye'nin su altı ekosistemleri için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor ve gelecekte balık popülasyonlarının korunması adına kritik veriler sunması bekleniyor.

 

 

 

 

İLGİLİ HABERLER