Marmara ve İstanbul Kıyılarında Tsunami Alarmı: MSKÜ’den Kritik Risk Haritası!
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Merkezi (CBS-UZAL), Marmara Denizi ve çevresini kapsayan yeni tsunami risk haritasını kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan en kritik bölgelerinden biri olan Marmara, şimdi de tsunami tehdidiyle karşı karşıya. Özellikle İstanbul kıyıları, yeni haritada potansiyel taşkın riski taşıyan bölgeler olarak öne çıkıyor.
Uzmanlardan Veri Temelli Uyarı: “Bu Sadece Bir Tahmin Değil”
Projeyi yürüten CBS-UZAL Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, tsunami risk haritasının sadece öngörüye dayalı bir çalışma olmadığını, aksine gerçek verilere dayanan bilimsel bir uyarı niteliği taşıdığını vurguladı. “Bu harita sadece bir tahmin değil; veri temelli bir uyarı sisteminin temelini oluşturmalı” diyen Özçelik, özellikle Marmara çevresindeki yerel yönetimlerin ve afet kurumlarının bu bulguları dikkate alması gerektiğinin altını çizdi.
Hangi Bölgeler Yüksek Risk Altında?
Yeni tsunami risk haritası, özellikle İstanbul’un batı kıyıları ile Marmara Denizi’nin Silivri’den başlayıp Tekirdağ’a kadar uzanan şeridinde ciddi taşkın tehlikesine işaret ediyor. Doç. Dr. Özçelik’e göre, tsunami dalgaları en çok kıyı eğiminin düşük olduğu alanlarda etkili oluyor. Kıyı eğimi az olan bölgelerde su, kara içerisine daha fazla ilerleyerek hem can hem de mal kayıplarına yol açabilir. Özellikle Silivri, Büyükçekmece, Marmara Ereğlisi gibi yerleşimlerin yüksek risk taşıdığı vurgulanıyor.
Ayrıca, Marmara'nın batı kıyılarında ve alçak rakımlı sahil şeritlerinde yaşayan vatandaşlar için ciddi bir uyarı söz konusu. Bu bölgelerdeki altyapı ve acil durum planlamalarının da tsunami riskine göre gözden geçirilmesi tavsiye ediliyor.
Haliç ve Boğaz’da Risk Sınırlı, Fakat Tamamen Yok Değil
Harita, Marmara Denizi’nin iç koyları, Haliç ve İstanbul Boğazı çevresindeki tsunami etkisinin nispeten daha sınırlı kalacağını ortaya koyuyor. Bölgelerin topoğrafik yapısı ve kıyı eğimi, dalgaların kara içine ilerlemesini büyük ölçüde engelliyor. Ancak uzmanlar, “Bu bölgelerde risk sıfır değil. Dalgalar her ne kadar iç kesimlere ulaşmakta zorlanacak olsa da, kıyıda ve suya yakın alanlarda yaşayanlar yine de dikkatli olmalı,” uyarısında bulunuyor.
Bilimsel Çalışmalar Sürecek
Doç. Dr. Ceyhun Özçelik ve ekibi, tsunami risk haritasının afet öncesi hazırlıklar ve kentsel planlama için kritik bir rol oynadığını belirtiyor. Özçelik, “Çalışmalarımızı daha da genişleterek İstanbul ve Marmara’daki tüm yerleşim alanlarının risk analizini detaylandırmayı hedefliyoruz,” şeklinde konuştu. Özellikle afet anında hızlı uyarı sistemlerinin kurulması ve riskli bölgelerde yaşayanların bilgilendirilmesi için bu haritanın başlangıç noktası olacağı ifade edildi.
Afet Yönetimi ve Erken Uyarı Sistemi İçin Adımlar Atılmalı
Uzmanlara göre, tsunami risk haritası yalnızca akademik bir çalışma olmanın ötesinde, afet yönetimi ve şehircilik politikalarının belirlenmesinde de kullanılmalı. Özellikle İstanbul gibi yoğun nüfuslu şehirlerde, erken uyarı sistemleri ve toplumsal bilgilendirme çalışmaları hayati önem taşıyor.
Tsunami risk haritası sayesinde, Marmara çevresindeki belediyeler, acil toplanma alanlarını, tahliye yollarını ve afet sonrası koordinasyon noktalarını yeniden gözden geçirebilir. Ayrıca, kıyı şeridinde yeni yapılacak yapıların ve altyapının, tsunami ve deprem riskleri dikkate alınarak inşa edilmesi, can ve mal kaybının en aza indirilmesinde kritik bir rol oynayacak.

İstanbul ve Marmara İçin Hayati Bilgilendirme
Türkiye, deprem ve tsunami gibi doğal afetlerle mücadelede son yıllarda önemli adımlar atsa da, yeni bilimsel veriler ve güncel risk analizleri ışığında şehirlerin hazırlık düzeyinin artırılması gerekiyor. Marmara Denizi ve İstanbul kıyılarında yaşayan milyonlarca insan için MSKÜ’nün hazırladığı bu tsunami risk haritası, hem bireysel hem de kurumsal düzeyde farkındalık yaratma potansiyeline sahip.