AK Parti Dönemi ve AVM İnşaatı Başlangıcı
AK Parti döneminde, Belediye Başkanı Selim Yağcı eski belediye çarşısını yıktı ve yeni bir AVM yapılması için ihaleye çıkardı. Proje başlangıcında, halkın büyük bir beklenti içine girmesiyle inşaat başladı ve belediye, ekonomik gelir sağlamak amacıyla süreci hızla ilerletmeye çalıştı. Ancak, yapılan ilk seçimde CHP ve İYİ Parti ittifakının desteğiyle CHP’li Semih Şahin başkan seçildi. Bu seçim, aynı zamanda AVM’nin kaderini etkileyen önemli bir dönemeç oldu.
Rüşvet İddiaları ve İnşaat Süreci
CHP’nin iktidara gelmesinin hemen ardından kamuoyunda rüşvet iddiaları hızla yayıldı. Bu iddialar, özellikle AVM inşaatı üzerinden yoğunlaşmıştı. Selçuk Erdağı üzerinde yapılan rüşvet iddiaları, emniyetin devreye girmesiyle gündeme geldi ve Erdağ, suçüstü yakalanarak mahkemeye sevk edildi. Mahkeme süreci, AVM’nin açılışının ve belediye gelirlerinin gecikmesine neden oldu.
Bu süreç, belediye yönetiminin güvenilirliğini sarsarken, aynı zamanda inşaatın tamamlanma sürecini de uzatmış oldu. Rüşvet olaylarının ve kamuoyunda tartışmaların başlamasıyla, yerel halk AVM projesinin ne zaman faaliyete geçeceğini sorgulamaya başladı.
Disiplinsizlik ve Başarısız Yönetim
CHP, Semih Şahin'in başkanlığına kadar ciddi bir iç disiplin sorunu yaşadı. Belediye meclis üyeleri üzerinde de otorite kuramayan CHP, hem rüşvet iddialarının hem de yönetimsel sıkıntıların altından kalkamadı. Semih Şahin’in ve bazı belediye meclisi üyelerinin bireysel hareketleri, başkanlık döneminin yönetimsel çöküşüne neden oldu. Bir yandan inşaat sürecinin yavaşlaması, diğer yandan halkın artan eleştirileri, CHP’yi zor durumda bıraktı.
Semih Şahin’in disipline edilememesi, belediyenin aldığı kararlarda büyük bir belirsizlik yarattı. CHP’nin disiplinsiz yönetimi, partinin içindeki uyumsuzlukları daha da açığa çıkardı. Bu süreç, projelerin gerçekleştirilmesi konusunda ciddi aksamalara yol açtı.
CHP’nin Arsa Satışları ve Yüksek Tazminatlar
Rüşvet vakaları ve yönetimsel sıkıntıların sonucunda, AVM projesi devam etse de büyük bir finansal kayıp yaşandı. Belediyenin müteahhidi davayı kazandı ve büyük bir tazminat kazandı. Bu durum, yalnızca ekonomik kayıpları değil, aynı zamanda projeye yapılan yatırımın boşa gitmesi anlamına da geliyordu.
Diğer yandan, CHP’nin başkanlık döneminde arsaların satışına hız verildi. Daha önce “İlimi parsel parsel satıyorlar” diyerek eleştirilen AK Parti, şimdi CHP tarafından 99 parsel arsa satma yetkisiyle karşı karşıya kaldı. Hangi arsaların satılacağı konusunda şeffaflık olmaması, yerel halkın güvenini daha da sarstı.
CHP’nin İç Disiplinsizliği ve Yöneticilere Yaklaşımları
Semih Şahin’e karşı İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan disiplin soruşturması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bunun üzerine CHP İl Başkanı Metin Yaşar, Şahin’e sahip çıkarak, bakanlık müfettişlerinin yaptığı denetimlerin ardından Şahin’in suçsuz olduğuna dair açıklamalar yaptı. Ancak bu açıklamalar, partinin içindeki sorunları görmezden gelmeye çalışan bir tutum olarak değerlendirildi.
Semih Şahin’in partisinden ihraç edilmesiyle birlikte CHP, kendisini savunmaya ve "siyasi davalar" diyerek durumu geçiştirmeye çalıştı. Ancak halk, partinin içindeki bu tür tutumları artık daha iyi anlıyordu. CHP’nin adalet ve disiplin konusundaki açıklamaları, gerçekte halkın vicdanında büyük bir boşluk bıraktı.
Siyasi Davalar ve CHP'nin Sorumsuz Tutumu
Semih Şahin’in belediye başkanlığı dönemi boyunca yaşanan davalar, CHP’nin tutumunu daha da sorgulatıcı hale getirdi. CHP Genel Merkezinin, açılan davaları "siyasi davalar" olarak tanımlaması, partinin sorumsuz yaklaşımını gözler önüne serdi. Milletvekili Yaşar Tüzün, gazeteci İsmail Saymaz’a verdiği mülakatta, partinin uyarmalarına rağmen Semih Şahin’in disiplin kurallarına uymadığını belirtti. Tüzün, partinin Şahin’e karşı gereken önlemleri almakta geç kaldığını ifade etti.
Halkın Tercihleri ve CHP’nin Unutmaması Gerekenler
Sonuç olarak, halk her zaman CHP’yi ve temsilcilerini bir bütün olarak değerlendiriyor. CHP, Semih Şahin dönemindeki hatalarından ders almalı ve partisinin sorumluluğunu unutmamalıdır. Belediye yönetimleri halkın güvenini kazandığı takdirde daha güçlü olur. Aksi halde, yaşanan olumsuzluklar halkın gözünde geri dönüşü olmayan bir noktaya varır.
Semih Şahin dönemi unutulmamalı, zira halk yalnızca adayların isimlerine bakmakla kalmaz, aynı zamanda partinin yaptığı her işin sorumluluğunu da taşır. CHP’nin, partisinin başarısız yönetimini halktan saklamaya çalışması, uzun vadede daha büyük sorunlara yol açacaktır.