Türkiye’de Giyim Sektörü İthalata Bağlı Hale Geliyor: Rekor Seviyelere Ulaşan Rakamlar
Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, giyim sektörünü de derinden etkiledi. Enflasyon ve yüksek üretim maliyetleri, sektördeki üretimi durma noktasına getirdi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründeki ithalat, 2024 yılının ilk 11 ayında yüzde 15’in üzerinde artışla 4 milyar doları aşarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Yerli Markalar Yurtdışına Yöneliyor
Yerli markaların yurtdışı tedarikine öncelik vermesi, ithalattaki artışın başlıca nedenlerinden biri oldu. Buna rağmen kur farkının değerli TL lehine seyretmesi, ithalatı sürdürüyor.
Enflasyon ve Kur Farkının Sektöre Etkisi
Son yıllarda Türkiye, uluslararası rekabetçiliğini kaybetmeye başladı. 2023 yılında enflasyon oranı yüzde 44 seviyelerinde gerçekleşirirken, kur artışı yüzde 20’de kaldı. Bu fark, şirketlerin gelirlerinde büyük düşüşlere yol açtı.
İhracatta Düşüş, İthalatta Patlama
TİM verilerine göre, 2024’te hazır giyim sektörü ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 6,9 düşürek 17 milyar 920 milyon dolara geriledi. Buna karşın, ithalat yüzde 15 artışla 4 milyar 20 milyon dolar seviyesine ulaştı.
Mısır’dan İthalatta Yüzde 168 Artış
Çin, 733 milyon dolar ile en fazla ithalat yapılan ülke oldu. Onu Mısır, 260 milyon dolarlık ithalat ile takip etti. Son beş yılda Mısır’dan yapılan ithalat yüzde 168 artış gösterdi. Bangladeş, Vietnam, Hindistan ve İspanya da en çok ithalat yapılan ülkeler arasında yer aldı.
Sektör Temsilcilerinden Uyarılar
TGSD Başkanı Ramazan Kaya, İlave Gümrük Vergisi (İGV) oranlarının artırılmasına rağmen ithalatın 5 milyar dolara ulaşabileceğini öngördü. Kaya, maliyet enflasyonunun sektörü zorladığını ve yurtdışından tedarikin devam ettiğini belirtti.
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat ise Türkiye’nin kendi markalarına dahi üretim yapamaz hale geldiğine dikkat çekerek, “Değerli TL ithalatı artırıyor, bu şekilde rekabetçilik kayboluyor” dedi.
Çözüm Arayışları
Sektördeki bu olumsuz tablo, yerli üretimin desteklenmesi ve üretim maliyetlerinin azaltılması gerekliliğini gündeme getiriyor. Ancak, gümrük vergilerindeki artışın tek başına yeterli olmadığı, uzun vadeli planlar ve yapısal reformların şart olduğu belirtiliyor.