UEFA Uluslar A Ligi'nin 5. haftasında oynanan Fransa-İsrail karşılaşması, futbolun önüne geçen siyasi gerilimlere sahne oldu. Başkent Paris’teki Stade de France’ta 80 bin kişilik stadyum, güvenlik gerekçesiyle az sayıda bilet satılması nedeniyle büyük ölçüde boş kaldı. Maç, golsüz bir beraberlikle sonuçlanırken, saha dışındaki olaylar ve protestolar daha fazla konuşuldu.
Tribünlerde Gergin Anlar
Maç sırasında İsrailli taraftarlar arasında yaşanan kavga, güvenlik güçlerinin müdahalesine neden oldu. Bu sırada Fransız tribünlerinden İsrail milli marşı yuhalandı ve ıslıklandı. Gergin atmosfer, sadece saha içinde değil, Stade de France’ın çevresinde de kendini gösterdi.
Saint-Denis'te Filistin Protestoları
Karşılaşma öncesinde Saint-Denis’te bir araya gelen Filistin destekçileri, ellerinde Filistin bayrakları taşıyarak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etti. "Soykırımı durdurun", "Soykırımla oynamıyoruz" ve "Gazze'de ölenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk" yazılı pankartlar, hem yerel halkın hem de uluslararası medyanın dikkatini çekti.
Fransa ve İsrail’in Tartışmalı Geçmişi
Protestolar, iki ülkenin geçmişteki insan hakları ihlalleriyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Filistin’de devam eden İsrail işgali ve sivil kayıplar, dünya genelinde tepki çekerken, Fransa’nın tarihindeki bazı karanlık sayfalar da yeniden gündeme geldi. Özellikle Cezayir Savaşı sırasında yapılan insan hakları ihlalleri ve soykırıma varan uygulamalar, Fransa’nın sömürgeci geçmişindeki önemli bir leke olarak görülüyor. Cezayir'de 1954-1962 yılları arasında yaşanan savaşta, Fransız yönetimi yüz binlerce sivilin ölümünden ve sistematik işkencelerden sorumlu tutuluyor.
Gazze’deki İnsanlık Dramı
Öte yandan, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü askeri operasyonlar ve sivil ölümler dünya genelinde büyük tepkilere yol açmaya devam ediyor. Son raporlara göre, İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Uluslararası insan hakları örgütleri, İsrail’in saldırılarının savaş suçu kapsamına girebileceğini belirtirken, sivillerin korunması için acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
İki Ülke yenişemedi
Tarihte ve günümüzde yaşanan olaylar, Fransa ve İsrail’in insan hakları sicilinin temiz olmadığını ortaya koyuyor. Fransa’nın sömürgeci geçmişi, işlediği insanlık suçlarıyla hâlâ uluslararası alanda tartışılırken, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’da sürdürdüğü işgal politikaları, sivil ölümleri ve insan hakları ihlalleriyle sürekli gündemde. İki ülkenin de geçmişte ve bugün masum olmadığını söylemek, tarihsel bir gerçeği ortaya koyuyor. Sonuç olarak iki ülkede hem futbolda hem de insanlık meselelerinde yenişemedi.
Futbol ve Politika İç İçe
Fransa-İsrail maçı, futbolun sadece bir spor olmadığını, aynı zamanda politik gerilimlerin yansıdığı bir alan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Tribünlerdeki gerilim ve saha dışındaki protestolar, sporun, barış ve dayanışma mesajı vermesi gereken bir alan olmasına rağmen, politik çatışmaların gölgesinde kalabildiğini gösteriyor.
Dünya, masum sivillerin zarar gördüğü her türlü çatışmayı durdurmak için daha güçlü bir iradeye ihtiyaç duyarken, sporun birleştirici gücünün öne çıkması umuluyor. Ancak bu olaylar, sporun, özellikle de uluslararası arenada, politik çatışmaların bir yansıması olmaktan henüz uzak olduğunu bir kez daha kanıtladı.