İmamoğlu New York Times’a Yazdı: "Seçimde Yenemeyince Tutukladılar"
Tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, New York Times’ta yayımlanan yazısında Türkiye’deki baskıcı yönetimi dünyaya duyurdu.
İmamoğlu yazısında, “Beni sandıkta yenemeyeceğini anlayan Erdoğan, yargıyı kullanarak tutuklattı. Suçlamalar temelsiz, ama görevimden alındım” dedi.
19 Mart sabahı gözaltına alınışını, “Bir belediye başkanının değil, bir teröristin yakalanışına benziyordu” sözleriyle tarif eden İmamoğlu, protestolara yönelik sert müdahaleleri de eleştirdi.
“Türkiye bir korku cumhuriyetine dönüşüyor” diyen İmamoğlu, yüz binlerce kişinin yasaklara rağmen sokağa çıkarak demokrasiye sahip çıktığını belirtti.
Yazısında dünya liderlerinin sessizliğini de eleştiren İmamoğlu, “Demokrasiyi savunmak cesaret ister. Türkiye’de bu cesaret var” ifadelerini kullandı.
"Türkiye Cumhurbaşkanı’nın En Büyük Rakibiyim, Tutuklandım": Ekrem İmamoğlu’ndan New York Times’a Çarpıcı Yazı
Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dünyanın önde gelen gazetelerinden New York Times için dikkat çeken bir makale kaleme aldı. “Ben Türkiye Cumhurbaşkanı’nın en büyük rakibiyim, tutuklandım” başlıklı yazısında, 15 milyonun üzerinde oyla Cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinden kısa süre sonra yaşadığı gözaltı ve tutuklama sürecini tüm detaylarıyla anlattı. Makalesinde hem yaşadığı kişisel süreci hem de Türkiye’nin demokratik geleceğine dair endişelerini aktaran İmamoğlu, Türkiye'de demokratik değerlerin hızla erozyona uğradığını savundu.
“Manzara bir teröristin yakalanmasını andırıyordu”
Yazısının girişinde 19 Mart sabahı yaşadıklarını aktaran İmamoğlu, gözaltı anını şöyle tasvir etti:
“Manzara, Türkiye'nin en büyük şehri olan İstanbul'un seçilmiş belediye başkanının değil, bir teröristin yakalanmasını andırıyordu.”
İmamoğlu, gözaltı kararının, İstanbul Üniversitesi'nden aldığı diplomanın 31 yıl sonra aniden iptal edilmesiyle doruğa ulaşan hukuki tacizlerin bir devamı olduğunu vurguladı. İktidarın sandıkta kendisini yenemeyeceğini anladığı noktada yargı yoluyla devreye girdiğini ifade eden İmamoğlu, hakkındaki suçlamaların inandırıcılıktan uzak olduğunu savundu.

“Cumhuriyet, korku iklimine dönüştü”
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medya, yargı ve yasama organları üzerindeki kontrolünü artırarak, Türkiye’deki demokratik denge mekanizmalarını çökerttiğini yazdı:
“Sayın Erdoğan’ın yönetiminde cumhuriyet bir korku cumhuriyetine dönüşmüştür. Kimse güvende değil. Oylar geçersiz kılınabilir ve özgürlükler bir anda ellerinden alınabilir.”
Ayrıca, yolsuzluk, rüşvet, suç örgütü yönetmek ve PKK’ya yardım etmek gibi suçlamaların tamamen siyasi amaçlı olduğunu belirterek, görevden alınmasının da bu sürecin parçası olduğunu dile getirdi.
“Gözaltına alınmam otoriterliğe geçişin yeni bir aşaması”
İmamoğlu, yaşanan süreci yalnızca bireysel bir olay olarak değil, Türkiye’nin otoriterliğe geçiş sürecinde yeni bir eşik olarak nitelendirdi:
“Gözaltına alınmam, Türkiye’nin otoriterliğe ve keyfi güç kullanımına kayışında yeni bir aşamaya işaret ediyor.”
“Halk meydan okudu”
Gözaltı ve tutuklama kararına karşı halkın sessiz kalmadığını belirten İmamoğlu, Türkiye genelinde ve hatta Rize gibi Erdoğan’ın kalesi olarak görülen şehirlerde dahi büyük destek gördüğünü aktardı:
“İstanbul’dan Rize’ye kadar yüz binlerce insan sokaklara döküldü. Yasaklara rağmen insanlar meydanlara indi, belediye binamız önünde nöbet tuttu.”
“Beni üç kez sandıkta yendiler, her seferinde kazandım”
İBB Başkanlığı sürecinde 100’ün üzerinde soruşturma ve davaya maruz kaldığını belirten İmamoğlu, Erdoğan’ın desteklediği adaylara karşı üç kez seçim kazandığını hatırlattı:
“Şimdi beni seçimle yenemediği için, yargı gücünü kullanarak saf dışı bırakmaya çalışıyor.”
Dünya liderlerine sitem: “Sessizlik sağır edici”
İmamoğlu, yazısında dünya kamuoyunun ve özellikle Batılı liderlerin tutuklama sürecine yeterli tepki vermediğini de şu sözlerle eleştirdi:
“Amsterdam’dan Zagreb’e kadar halktan destek gördüm. Ancak merkezi hükümetler sessiz. Washington yalnızca ‘endişeliyiz’ dedi, Avrupalı liderler ise güçlü bir tepki bile vermedi.”
“Demokrasi sadece bizim için değil, dünya için önemli”
Yazısının sonunda Türkiye’de demokrasinin yaşatılmasının yalnızca Türk halkı için değil, tüm dünya için önemli olduğunun altını çizen İmamoğlu, şu sözlerle mesajını netleştirdi:
“Kontrolsüz diktatörler çağında, demokrasiye inananlar en az rakipleri kadar sesli ve kararlı olmalı. Türkiye’de ve ötesinde adalet için mücadele eden herkese güveniyorum.”