İmamoğlu’nun Gözaltına Alınması Avrupa’da Büyük Yankı Uyandırdı!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, lisans diplomasının iptal edilmesinden sadece bir gün sonra, bu sabah polis baskınıyla yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınması Türkiye’de olduğu kadar Avrupa siyasetinde de büyük yankı uyandırdı. Avrupa Birliği’nden (AB) ve uluslararası siyasi çevrelerden gelen tepkiler, bu sürecin yalnızca yerel bir mesele olmadığını, aynı zamanda Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından ciddi bir sınav niteliği taşıdığını ortaya koydu.
Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği içindeki sosyal demokrat partilerin oluşturduğu Avrupa Sosyalist Partisi (PES) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluş, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını "siyasi bir baskı aracı" olarak nitelendirerek kınama mesajları yayımladı. Avrupa Parlamentosu’nun eski Türkiye raportörü Kati Piri, bu olayın "Erdoğan rejiminin otokrasiye doğru attığı büyük bir adım" olduğunu vurgulayarak AB’nin sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Avrupa Konseyi: "Bu, Siyasi Baskının Bir Parçası"
Avrupa Konseyi’nin Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını "siyasi baskının açık bir örneği" olarak değerlendirdi. Konsey, yaptığı açıklamada, "Bu hareket, demokratik olarak seçilmiş bir figür üzerindeki baskının tüm özelliklerini taşıyor." ifadelerine yer verdi.
Avrupa Konseyi, konunun önümüzdeki hafta yapılacak toplantılarda detaylı olarak ele alınacağını ve uluslararası gözlemcilerin süreci takip etmesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Avrupa’nın bu konuyu sadece bir iç mesele olarak değil, Türkiye’deki demokratik kurumların işleyişi açısından kritik bir gelişme olarak gördüğünü gösteriyor.
PES: "Bu, Türkiye’deki Demokratik Muhalefete Bir Saldırıdır"
AB içindeki sosyal demokrat partileri temsil eden Avrupa Sosyalist Partisi (PES) de İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki gösterdi. PES, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
📌 "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer 100 kişinin tutuklanmasını kınıyoruz. Bu, Erdoğan'ın Türkiye'deki demokratik muhalefete ve sivil topluma yönelik kapsamlı bir saldırısıdır."
📌 "Erdoğan rejimi tarafından hedef alınan CHP'nin, Özgür Özel'in ve Ekrem İmamoğlu'nun yanında duruyoruz."
PES’in bu sert açıklaması, Avrupa’daki sosyal demokrat çevrelerin Türkiye’deki siyasi sürece karşı duyarlılığını gösterirken, özellikle CHP liderliği ve İmamoğlu’na verilen uluslararası desteğin arttığını da gözler önüne serdi.
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri: "AB Bu Duruma Sessiz Kalmamalı"
Avrupa Parlamentosu’nun eski Türkiye raportörü Kati Piri, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirdi. Piri, "Bu, Erdoğan rejiminin tam otokrasiye doğru attığı büyük bir adımdır." ifadelerini kullanarak, Avrupa Birliği’nin bu süreci dikkatle takip etmesi gerektiğini belirtti.
Piri’nin açıklaması şöyle:
📌 "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ve 100 kişinin daha gözaltına alınması, Erdoğan rejiminin otokrasiye doğru attığı büyük bir adımdır. AB, bunun ciddi sonuçları olmadan geçmesine izin veremez."
Bu açıklama, AB'nin bu gelişmeleri yalnızca diplomatik bir tepkiyle geçiştirmeyeceği ve Türkiye ile olan ilişkilerinde yeni kararlar alabileceği yönünde yorumlandı.
Uluslararası Tepkiler Artıyor: AB'den Yeni Yaptırımlar Gelebilir mi?
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Avrupa'da demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından Türkiye'nin geleceği konusunda yeni soru işaretleri yarattı. AB’nin İmamoğlu’nun durumunu yakından takip ettiği ve sürecin adil olup olmadığını değerlendireceği belirtiliyor.
Özellikle Avrupa Konseyi’nin bu konuyu önümüzdeki hafta gündemine alacak olması, Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönemin başlayabileceği sinyallerini veriyor. AB’nin olası yaptırımları veya diplomatik baskıları konusunda farklı senaryolar gündeme gelebilir.
Avrupa’daki bazı uzmanlar, AB'nin Türkiye ile olan ilişkilerinde "demokrasi ve insan hakları" kriterlerini daha sıkı bir şekilde uygulamaya koyabileceğini belirtiyor. Ancak AB'nin, Türkiye ile ekonomik ve stratejik bağlarını göz önünde bulundurarak "diplomatik bir denge" politikası izleyebileceği de konuşuluyor.
Türkiye’de İç Siyasette Gerginlik Artıyor

İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’deki muhalefet partileri tarafından da "siyasi bir hamle" olarak değerlendirildi. CHP lideri Özgür Özel, yaptığı açıklamada, "Bu, halkın iradesine yapılmış bir darbedir." ifadelerini kullanarak hükümeti sert bir dille eleştirdi.
Öte yandan, İYİ Parti, DEVA Partisi ve Saadet Partisi gibi muhalefet partileri de bu sürecin Türkiye’nin demokrasisi için kritik bir sınav olduğunu belirterek sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
İBB çevresinde toplanan vatandaşlar, İmamoğlu’na destek vermek için protestolar düzenlerken, polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı.
Sonuç: Avrupa'dan Türkiye'ye Gözler Çevrildi
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, yalnızca Türkiye içinde değil, uluslararası arenada da büyük yankı uyandırdı. Avrupa Konseyi, PES ve Avrupa Parlamentosu’ndan gelen sert tepkiler, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları karnesi açısından kritik bir dönemece girdiğini gösteriyor.
Önümüzdeki günlerde, Avrupa’nın bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği ve Türkiye-AB ilişkilerinin nasıl etkileneceği büyük bir merak konusu. Türkiye iç siyasetinde ise İmamoğlu’na verilen desteğin nasıl bir boyut kazanacağı ve bu durumun yerel yönetimler üzerindeki etkisi yakından takip ediliyor.