Shakespeare’in Gizli Sonesi Keşfedildi: 17. Yüzyıl El Yazması Kopyası, Tarihsel ve Edebi Bir Buluş
Oxford Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Fakültesi’nden Dr. Leah Veronese, Shakespeare'in 116’ncı sonesinin nadir bir 17. yüzyıl el yazması kopyasını keşfetti. El yazması, Ashmolean Müzesi’nin kurucusu Elias Ashmole’un kişisel arşivinde bulundu. Bu keşif, şimdiye kadar tespit edilen yalnızca ikinci el yazması kopya olmasıyla büyük bir heyecan yarattı.
Shakespeare’in eserleri, dünya çapında edebiyatın en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul ediliyor ve onun soneleri, özellikle 116. sonesi, hem edebi hem de tarihsel açıdan büyük bir öneme sahip. Ancak, bu önemli eserin 17. yüzyıla ait nadir bir el yazması kopyasının keşfi, edebiyat dünyasında yeni bir kapı araladı. Dr. Leah Veronese’nin bulduğu bu yeni el yazması, yalnızca Shakespeare’in yazınsal mirasını yeniden değerlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda dönemin toplumsal, dini ve siyasi atmosferini daha derinlemesine anlamamıza da olanak tanıyacak.
Ashmolean Müzesi’nin Kurucusunun Kişisel Arşivinde Keşif
El yazmasının bulunduğu yer, hikayenin kendisini daha da ilginç hale getiriyor. Bu el yazması, Ashmolean Müzesi’nin kurucusu ve aynı zamanda kral yanlısı bir isim olan Elias Ashmole’un kişisel arşivinde yer alıyordu. Ashmole, 17. yüzyılda önemli bir figür olup, koleksiyonculuk ve tarih alanındaki katkılarıyla biliniyor. Ancak bu el yazmasının Ashmole’un arşivinde bulunması, yalnızca edebi değil, aynı zamanda tarihsel açıdan da önemli bir keşif olmasını sağlıyor. Dr. Veronese’nin bu el yazmasını bulması, Ashmole’un kişisel koleksiyonunun ne denli kıymetli bir kaynak sunduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İkinci Kez Tespit Edilen El Yazması Kopyası
Bu keşif, Shakespeare’in 116. sonesinin şimdiye kadar tespit edilen yalnızca ikinci el yazması kopyası olması açısından dikkat çekiyor. Daha önce bu eserin yalnızca bir başka el yazması kopyası bulunmuştu ve Dr. Veronese’nin bulduğu yazma, edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Çünkü Shakespeare’in eserleri, genellikle basılı metinler veya baskılarla çoğaltılmıştır, ancak el yazması kopyalarının bulunması, o dönemdeki edebi üretimin nasıl yapıldığına dair önemli bilgiler sunuyor. El yazmalarının tespiti, hem eserin orijinal halini hem de o dönemdeki okuyucu kitlesinin nasıl metinlere eriştiğini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Edebi ve Tarihi Önem

Dr. Veronese’nin açıklamalarına göre, bu el yazması yalnızca edebi değil, aynı zamanda tarihi bir öneme de sahip. Shakespeare’in 116. sonesi, zamanla "Aşkı Tanımlayan Sone" olarak kabul edilmiştir ve orijinalinde aşkı yücelten dizeleriyle dikkat çeker. Ancak bu el yazmasında, orijinal metnin dışında bazı önemli değişiklikler ve eklemeler bulunuyor. El yazması, o dönemde yasaklanan Noel ilahileri ve siyasi hicivlerle birlikte yer alırken, ayrıca bir müzik uyarlaması da içeriyor. Bu durum, sadece edebiyat dünyasında değil, müzik tarihçilerinde de büyük bir ilgiyle karşılandı.
Sonenin, özellikle 17. yüzyılda bulunan ve halk arasında yasaklanan Noel ilahileriyle birleştirilmiş olması, dönemin kültürel ve dini hassasiyetleriyle ilgili de ipuçları sunuyor. 17. yüzyılda Avrupa’daki siyasi atmosferin gerilimi, dini ve kültürel yasakların hüküm sürdüğü bir dönemde, Shakespeare’in eserlerinin nasıl okuyuculara sunulduğu ve toplumsal normlarla nasıl hizalandığına dair önemli bilgiler ortaya çıkıyor.
Bestesi Henry Lawes Tarafından Yapılmış
El yazmasındaki ilginç bir diğer detay, sonenin müziğe uyarlanmış olması. Henry Lawes tarafından bestelenen bu uyarlama, orijinal metnin şarkı formuna dönüştürülmesini sağladı. Bu şarkı formundaki uyarlama, aynı zamanda dönemin müzik zevklerini ve şarkı söyleme biçimlerini de yansıtır. Dr. Veronese’nin keşfi, bu şarkı formunun ilk kez New York Halk Kütüphanesi’ndeki bir şarkı kitabında görüldüğünü ortaya koydu. Bu, Shakespeare’in orijinal sonelerinin, yalnızca metin olarak değil, aynı zamanda müzikal uyarlamalarıyla da zaman içinde şekillendiğine işaret ediyor.
Shakespeare’in Orijinal Dizelerindeki Değişiklikler
El yazmasında yer alan önemli bir diğer özellik, Shakespeare’in orijinal dizelerinin değiştirilmiş olması ve yedi yeni dize eklenmiş olması. Bu dizeler, sadece şarkı formuna uygunluk sağlamak için değil, aynı zamanda dönemin siyasi atmosferine dair göndermeler de içeriyor. O dönemde İngiltere’deki siyasi ortam, monarşi ve kraliyet yanlısı figürlerin etkin olduğu bir dönemdi. El yazmasındaki değişiklikler ve eklenen dizeler, şarkı formunda yalnızca romantik aşkı değil, aynı zamanda dini ve siyasi sadakati de yücelten bir mesaj taşımaktadır.
Kraliyet Yanlısı Şairlerin Eserleriyle Bağlantı
Bu el yazmasının, kraliyet yanlısı şairlerin bulunduğu bir koleksiyonda yer alması, bu dizelerin romantik aşktan çok, dini ve siyasi sadakati yücelten bir mesaj taşıdığına işaret ediyor. Kraliyet yanlısı şairler, dönemin hükümetine sadık kalmaya ve monarşi ile olan ilişkilerini sanatsal bir biçimde desteklemeye yönelik eserler vermişlerdir. Bu bağlamda, Pembe Ay’ın ve benzeri şarkı formundaki şarkıların da, dönemin politikaları ve kraliyet yanlısı ideolojilerini yüceltmeye yönelik eserler olarak işlev gördüğü söylenebilir.
Sonuç Olarak
Shakespeare’in 116. sonesinin bu yeni el yazması kopyası, yalnızca edebi bir buluş olmanın ötesinde, 17. yüzyıldaki dini, kültürel ve siyasi atmosferi anlamamıza da yardımcı oluyor. Dr. Leah Veronese’nin bu keşfi, Shakespeare’in eserlerinin yalnızca yazılı metinlerden ibaret olmadığını, aynı zamanda dönemin koşullarına göre değişen ve yeniden şekillenen metinler olduğunu ortaya koyuyor. El yazması, Shakespeare’in eserlerinin nasıl dönemin toplumlarına ve müzikle olan etkileşimlerine göre evrildiğini gösteriyor.
Bu keşif, edebiyat dünyasında yeni araştırma alanları açarken, aynı zamanda tarihe olan bakış açımızı da genişletiyor. Shakespeare’in eserlerinin sadece birer metin olarak değil, dönemin toplumsal, dini ve politik yapılarıyla etkileşime girerek şekillendiği bir dönemi keşfetmemize olanak tanıyor.